Zafer Partisi Trabzon İl Başkanlığı Kadın Cinayetlerine Sessiz Yürüyüşle Tepki Gösterdi
Zafer Partisi Trabzon İl Başkanlığı son dönemde yaşanan kadına şiddet ve kadın cinayetlerine tepki göstermek amacıyla basın açıklaması yaptı. Zafer Partililer basın açıklamasının ardından tepkilerini Maraş Caddesi'nde 'Sessiz Yürüyüş' yaparak gösterdi, kadınlara gül dağıttı.
Zafer Partisi Trabzon İl Başkanlığı son dönemde yaşanan kadına şiddet ve kadın cinayetlerine tepki göstermek amacıyla basın açıklaması yaptı.
Zafer Partililer basın açıklamasının ardından tepkilerini Maraş Caddesi’nde “Sessiz Yürüyüş” yaparak gösterdi, kadınlara gül dağıttı.
Trabzon Meydan Parkı Atatürk Anıtı önünde yapılan basın açıklamasını Zafer Partisi Trabzon İl başkanlığı adına Zafer Partisi Trabzon İl Kadın Kolları Başkanı Sinem Demirgöz yaptı.
Demirgöz, açıklamasında şiddet olaylarının olayların toplumsal kırılmaların göstergesi olduğunu belirterek “Kadın, hayvan ve çocuk cinayetleri, toplumun vicdanında derin yaralar açan ciddi sosyal sorunlar arasında yer almaktadır. Bu tür şiddet olayları, sadece bireysel ayrılıklar değil, aynı zamanda toplumsal yapıdaki kırılmaların da bir göstergesidir. Kadın cinayetleri, genellikle cinsiyet eşitsizliği, atak sistemi ve toplumsal cinsiyet rollerinin katı bir şekilde erkeklerin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.” İfadelerini kullandı.
Sinem Demirgöz’ün basın açıklaması şu şekilde;
Kadın, hayvan ve çocuk cinayetleri, toplumun vicdanında derin yaralar açan ciddi sosyal sorunlar arasında yer almaktadır. Bu tür şiddet olayları, sadece bireysel ayrılıklar değil, aynı zamanda toplumsal yapıdaki kırılmaların da bir göstergesidir. Kadın cinayetleri, genellikle cinsiyet eşitsizliği, atak sistemi ve toplumsal cinsiyet rollerinin katı bir şekilde erkeklerin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Kadın cinayetlerinin arkasında yatan temel sebep, bu vahşetin adeta mazur görüldüğü bir ortamın yaratılmış olmasıdır.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, devletin sadece bir görevi değil, toplumsal sorumluluğudur. Kadına yönelik şiddet, devletin tedbir almadığı her durumda ayrımcılık anlamına taşır ve kadın cinayetlerini sadece bireysel vakalar gibi görmek bu gerçeği değiştirmez; Bu cinayetler, kadınları koruyamayan, hatta onlara yönelik şiddeti teşvik eden bir siyaset anlayışının sonucu olarak karşımıza çıkar.
"Sokakları kadınlar için güvensiz ve tedirgin hale getirmeye çalıştığınızı biliyoruz. 'O saatte dışarıda ne yapıyordu?' sözleriyle, 'güçlü aile birliği' politikalarıyla bizleri aileye, evlere, dört duvara mahkum etmek istediğinizi biliyoruz. Kadınların kahkahasına, kaç çocuk yapacağına, hangi saate hangi sokakta olacağına karar vermeye çalışan cinsiyetçi diliniz erkekleri cesaretlendiriyor. Kadınları güçlü, kutsal olarak tanımladığınız şiddet, baskı, sömürü dolu ailenin 'makbul' ferdi haline getirmek istiyorsunuz ancak biz kadınlar bunu kabul etmiyoruz" "Cinayet mahalli haline gelmiş bu ülkede yaşamlarımız, özgürlüklerimiz, haklarımız için yakanızda olmaya devam edeceğiz. Uygulamadığınız yasalar yüzünden, istismarı aklayan, katilleri öven düzeniniz yüzünden, kana bulanmış ellerinizle tutunduğunuz koltuklarınız yüzünden hayatta olmayan her bir kadın, her bir çocuk, her bir hayvan için size dünyayı dar edecek olan, düzeninize bir darbe daha vuracak olan yine biz kadınlarız. Mücadelemiz özgürce yaşadığımız, sokaklarda güvenle yürüyebildiğimiz, evlerden, iş yerlerinden, kampüslerden tacizcileri, katilleri yok edeceğimiz, erkek devletinizi alaşağı edeceğimiz güne kadar sürecek."
Biz kadınlar, haklarımızdan, emeğimizden ve yaşamlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Kadın cinayetlerine karşı sesimizi yükseltmeye, dayanışma içinde mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu karanlık düzenin yarattığı şiddet ortamına boyun eğmeyeceğiz!