Sümela'da Yapılacak Ayine Bir Tepki de Emekli Tümamiral Cihat Yaycı'dan "Sadece Dini Bir Ayin Değildir"

15 Ağu8stos'ta Trabzon Sümela Manastırı'nda yapılması planlanan ancak gelen tepkiler üzerine 23 Ağustos'a ertelenen Ortodoks ayinine tepkiler dinmiyor. Ayine tepki gösterenler arasında siyasi partilerden sivil toplum kuruluşlarına birçok farklı kesim bulunuyor. Bu isimlerden biri de Mavi Vatan projesinin teorisyeni Emekli Tümamiral Cihat Yaycı.

15 Ağustos'ta Trabzon Sümela Manastırı'nda yapılması planlanan ancak gelen tepkiler üzerine 23 Ağustos'a ertelenen Ortodoks ayinine tepkiler dinmiyor. Ayine tepki gösterenler arasında siyasi partilerden sivil toplum kuruluşlarına birçok farklı kesim bulunuyor. Bu isimlerden biri de Mavi Vatan projesinin teorisyeni Emekli Tümamiral Cihat Yaycı. 

Cihat Yaycı Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde yaptığı basın açıklamasında bu ayinin yalnızca dini değil siyasi aamaçları da olduğuna dikkat çekti. Yaycı, "Trabzon sümeladaki ayin mutlaka iptal edilmelidir, orası kilise değildir, sümeladaki ayin mantığı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne başkaldırmadır, oradan verilmesi gereken mesaj ülkemizi tehdit etme mantığı içermektedir ve süresiz mutlaka iptal edilmelidir. " ifadelerini kullandı. 

MHP milletvekili Arzu Erdem ve Yeni Yüzyıl Düşünce Derneği başkanı, Dr Hasan Akyüz'de ayrı ayrı açıklamalarda bulundu. 

Ayin'in yapılacağı cuma günü sümelada olacaklarını noktasında karar kılındı, iptali içinde mücadele edileceği ifade edildi.

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı'nın basın açıklaması şu şekilde;

"Öncelikle; Trabzon kökü binlerce yıl evvele uzanan kadim ve kutsal bir Türk yurdudur. Sakalar, Göktürkler, Hunlar, Kıpçaklar ve daha onlarca farklı Türk boyunun izi hala Trabzon’un en ücra köşelerinde kendini göstermektedir. Kısacası Trabzon’un her bir taşından, toprağından Türklük fışkırdığını net bir şekilde ortaya koymak gerekir.

Trabzon 4000 yıllık Türk şehridir!

Trabzon, M.Ö. 2100- 2000 yıllarında Turani (Türk) bir kavim olan Tiberanler tarafından kurulmuş, ilk ismi öz be öz Türkçe Tiberanzon olan bir Türk şehridir. Şehrin diğer Türkçe isimleri ise; Tıbarzon- Tarabuzan- Drabzan- Trabzan- Turabozan- Hurşidâbad- Tarabefzun’dur.

Yunanlar, Türkçe olan bu ismin ilk hecesini alarak, bu ilk heceye PEZA- PEZUS- PEZANT gibi uyduruk ekler ilâve ederek kendilerine mal etmeye çalışmışlardır!

Karadeniz bölgesi binlerce yıldır bir Türk yurdudur ve özellikle Kıpçak Türklerinin bölgeye 1071’den çok önce geldiği de hem arkeolojik hem de antropolojik kanıtlarla net bir şekilde ortadadır.

Trabzon Türk’ün en kadim şehirlerinden birisidir! O nedenle de Trabzon’un Türklüğü ciddi manada tehdit edilmekte ve hedef alınmaktadır.

Biz İbadetlerin Serbestçe Yapılması Taraftarıyız Ancak Bölücülüğe Karşıyız!

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; Biz kimsenin ibadet etmesine karşı değiliz. Ancak burada, Kara Papazın (Fener Kilisesi Başrahibi ) adeta bir devlet başkanı ve Ortodoks halifesi gibi lanse edilerek yurtdışından insan çağırıp “Türkler soykırım yaptı” diyerek Trabzon’un fetih haftasında adeta bir Pontus bayramı şovu yapmasını kabul edemeyiz!

Biz herkesin dininin gereklerini serbestçe yerine getirmesi taraftarıyız. Ancak burada, ayine Patrik başkanlık yaparak yetkisini aşıyor, “Ekümenik Patriğim” diyor ve “Burası atalarımızın toprağı Pontus” diyor. Yoksa isteyen istediği gibi mum yaksın.

Allah aşkına, Sümela ve Trabzon’da Hristiyan nüfus mu var? Bu ayinin amacı ne?

Bugün Trabzon özelinde ülkemiz tarihi ve kültürel mirasına yönelik önemli bir tehdit ile karşı karşıya bırakılmış durumda.

Sonuncusu geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen ve son 10 yıldır Sümela’da tekrar edilen sözde ayin özde ise Pontus Bayramı kutlamalarının bu yıl on birincisi düzenlenecek.

Biz bu sözde ayin özde Pontus şovuna karşıyız.

Neden karşı olduğumuzu ve nasıl büyük tehlikeler içerdiğini şimdi size anlatayım; Öncelikle bu ayin 2010 yılına kadar yapılmıyordu. Bu ayin tam 88 yıl sonra FETÖ’nün dinlerarası diyalog isimli projesinin zirve yaptığı dönemde tekrar hortlatıldı.

Lozan ve Anayasa Çiğnenemez!

Fener Ortodoks Patrikhanesi, Lozan Antlaşması'nda İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'daki Hıristiyanların dini hizmetlerini karşılamakla yetkili kılınmıştır. Dolayısıyla bu Papazın Trabzon'da bir ayin yapması Lozan'ın çiğnenmesi anlamına gelir. 

Burada Pontusçuluk hayalleri vardır. Bu ayinler, Pontus hayallerini yeniden canlandırmak, ülkemizde sözde Güneydoğu sorunu yanında bir de Pontus adıyla 'Karadeniz sorunu' çıkarmak amaçlıdır.

Yunanistan, Ukrayna, Gürcistan, Ermenistan gibi ülkelerden gelen katılımcılar eşliğinde adeta bir Ortodoks halifeliği şovuna ve sözde Pontus soykırımını anma törenine dönüştürülen bu tehlikeli faaliyetlerin önüne ne yazık ki geçemedik.

İlgili bu ayini Ekümeniklik yani Ortodoks halifesi olduğu iddiasında bulunan ve 1997’de ABD’de adına  “Ekümenik Patrik ve Konstantinopolis (İstanbul)’in Başpiskoposu” başlıklı para bile bastıran birisinin yönetmemesi gerekmektedir.

Hele hele Yunanistan’da Osmanlı mirası olan camilerin önüne eşekler bağlanırken, Türkiye’de Rum Ortodoks nüfusun neredeyse hiç bulunmadığı bir şehirde bu tür etkinliklerin yapılmasının turizm veya kültürle hiçbir alakası olamaz.

Öte yandan; Fener Kilisesine sözde bir Ekümeniklik imajı oluşturulmaya çalışıldı. 1923 Lozan Barış Antlaşması’nın III. Kısmına aykırı şekilde gerçekleştirilen bu faaliyet ile hem Lozan hem de Türkiye’nin egemenlik hakları çiğnenmekte daha da vahimi, Trabzon'un fetih gününe ya da haftasına gelecek şekilde ayarlanan bu sözde ayin ve beşinci kol faaliyetleri "Trabzon , Pontus'tur" mesajı içeren birçok açıklamanın da kaynağı olmaktadır.

Kaldı ki Fener Kilisesi Başrahibi’nin sadece İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’daki Türk vatandaşı Rumlara dini hizmet verme yetkisi bulunuyor. Ancak bu sınırlar ihlal edilerek Trabzon gibi yerlerde de ayinler düzenleniyor ve bu durum Anayasa'nın laiklik ilkesinin de delinmesine neden olmaktadır.

Bu faaliyetler, Yunanistan’ın uzun süredir yürüttüğü Pontus emellerinin bir parçasıdır. Yunanistan, Trabzon'u ve Karadeniz'i hedef almış durumda.

Yunanistan’ın Askeri Disiplinle Yürüttüğü Pontus Faaliyetleri: Trabzon Tehdit Altında!

Tehlikenin boyutunu iyi görebilmek için şunları çok iyi bilmemiz ve anlamamız gerekir; Yunanistan, Trabzon üzerinde Pontus adı altında hak iddia edebilmek gayesiyle kendi ülkesinde ve dünyanın çeşitli devletlerinde 400 ün üzerinde dernek ve vakıf kurup şube açmış vaziyettedir.

Dünyada hiçbir devletin, başka bir devletin her hangi bir şehrini ele geçirmek maksadıyla, kendi içinde ve başka ülkelerde 400 ün üzerinde dernek ve vakıf kurduğu vaki değildir…

Selanik'ten Yönetilen Pontus Projesi: Trabzon’u Geri Alma Hayali!

Yunan Devleti, Trabzon ve havâlisi üzerindeki Pontus’u yeniden kurma faaliyetlerini askeri bir disiplin ve hiyerarşi ile yürütmekte olup, bütün faaliyetlerini Selânik’te bulunan Kolordunun askeri karargâhından yönetmektedir.

Yunanistan, Trabzon ve havalisi üzerinde sözde Pontus faaliyetlerini yürütebilmek için ödenek ayırmış ve sırf bu işle ilgili olarak ‘’Pontus Küçük Asya Bankası’’ bile kurmuştur.

1982 yılında Yunanistan Kültür Bakanı Melina Merküri, “Anavatan Pontus’u Kurtarma Dünya Komitesi” adına bir harita dağıttı. Bu haritada, Trabzon merkezli Karadeniz bölgesi toprakları Pontus Rumlarına, Kalan Anadolu toprakları ise Ermeni, Süryani ve Kürtlere paylaştırılıyordu. Bu harita Yunan ders kitaplarına konulmuş olup, halen Yunanlı öğrencilere okutularak, onlarda Pontusçuluk şuuru geliştiriliyor…

1993 Ağustosu’nda ‘’Sümela Meryem Ana Vakfı’`nın düzenlediği TRABZON ve PONTUS TOPLANTISI`NDA, Yunan Başbakanı şöyle diyordu; “Dedeleriniz Karadeniz Bölgesinde ki Pontus topraklarına dönüş hayalini size miras bırakarak öldüler. Bu mirası kalbinizde koruyun. Pontus`u, Karadeniz’i asla unutmayın”…

İlk kez 1997 de Patmos Adası`nda düzenlenen ‘’Vahiy Ve Çevre Toplantısı’’nda Fener Kilisesi Başrahibi Bartholomeos ‘’Mübâdele ile Trabzon` dan gönderilenlerin mutlaka Trabzon `a geri döndürülmesi gerektiğini ve bunun üzerinde titizlik çalışılmasını” söylemiştir.

‘’Yunan Dilini Ulusallaştırma Derneği’’ 10-12 Ağustos 2002 de düzenlediği ve faaliyet sahasına aldığı gezinin güzergâhını, Merzifon- Amasya- Bafra- Samsun- Ordu- Giresun- Trabzon- Rize olarak açıklamış ve özellikle Trabzon’un altını çizerek ‘’Trabzon, bizim için çok büyük bir öneme sahiptir’’ demiştir.

Yunanistan’ın Karadeniz Üzerindeki İddiaları ve Küresel Destek

Dönemin New York Valisi, 6 Ekim 2002 de “Kadın Yazarlar Ödülünü“ Trabzon ve civarı Pontus’tur diyen kitaba vererek bu meselenin küreselleştirilmesi için de yoğun bir çaba sarf etmiştir.

Yunanistan İlkokullarının 6. sınıflarında okutulan ‘’Yeni Dönem Yunan Tarihi’’ ders kitaplarında, “Trakya- Batı Anadolu- İstanbul- Karadeniz Yunan toprağıdır” diye okutulmaktadır ve özellikle Trabzon ve havalisine vurgu yapılmaktadır…

Yunan ‘’İlkokul Antolojisi’’nde şu satırlara rastlanmaktadır; “…Gözlerim, beni bir Türk’ün öptüğünü görmektense, kanımla toprak kızıla boyansın. Ben kitap filân istemem. Ben barbar Türklerle savaşmak istiyorum. Türkleri sapanımla vurup silahlarını alacağım. (….) Bu imansız Türkler…. Köpekler…”

2022 yılında ise Yunan Hükümeti tarafından İstanköy Adası meydanına PONTUS SOYKIRIMI ANITI diktirilmiştir…

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren ‘’Dış Yunanlılar Genel Sekreterliği’’ tarafından yapılan açıklamada; Karadeniz ve Trabzon civarında yapılan Pontus Soykırımı için yapılacak bütün faaliyetlerin destekleneceğini ilan etmiştir…

Yunan Kalkınma Bakanı Akis Cohacopus, Türkiye’nin, Trabzon ve civarında yapılan Pontus Soykırımını tanıması gerektiğini ısrarla söylemiştir…

Ekümeniklik Sıfatıyla Türkiye'ye Karşı Yürüttüğü Gizli Savaş!

Günümüzde ise Fener Kilisesi Başrahibi’nin Ortodoks Halifesi olarak ve gösterilmeye çalışılması ve adeta devletimiz içerisinde bir devlet kurma vizyonu ayyuka çıkmış vaziyettedir.

2009 yılı Kasım ayında ise Fener Kilisesi Başrahibi Bartholomeos dönemin ABD Başkanı Obama ile New York’ta görüşmüş ve görüşmenin ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Bartholomeos’tan “Ekümenik Patrik” olarak söz edilmiştir[1].

21 Aralık 2009 tarihinde Fener Kilisesi Başrahibi  Bartholomeos , Amerikan CBS kanalındaki ‘60 Dakika’ (60 Minutes) programında kendisine soru sorulmaksızın ‘çarmıha geriliyoruz’ demiş ve CBS muhabirinin de Patrik'in bu değerlendirmesinden sonra ‘Çarmıha gerilmekten söz ettiniz. Siz kişisel olarak çarmıha gerildiğinizi düşünüyor musunuz?’ sorusuna Bartholomeos’un ‘Evet düşünüyorum” yanıtı verdiği görülmüştür[2].

22 Ağustos 2021 tarihinde Fener Kilisesi Başrahibi Bartholomeos, “Ekümeniklik” sıfatını kullanarak Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky’i ziyaret etmiş ve burada da yalnızca Lozan’ı değil Türkiye’nin milli dış politikasını ve tarafsızlığını ABD ajandasına hizmet etmek uğruna çiğnemiştir.

26 Ekim 2021’de Sözde Fener Kilisesi Başrahibi, özde Metropoliti Bartholomeos, ABD’ye yaptığı ziyarette ABD Başkanı Biden’a “İstanbul’daki tarihi makamımızda hayatta kalma mücadelesi verirken, Ekümenik Taht’a verdiği daimi destek için ABD’ye minnettarız” ifadelerinde bulunmuştur.

26 Ekim 2022 tarihinde İstanbul Fatih Kaymakamlığına bağlı, Aya Yorgi kilisesinde papazlık yapan Bartholomeos, yeni İngiliz Kralı tarafından da Ekümenik ifadesi ile karşılanmıştır.

7 Kasım 2022 tarihinde ise Fatih Kaymakamlığına bağlı kilisenin Başpiskoposu Bartholomeos, Bahreyn’deki Diyalog Forumu’na “Konstantinopolis - Yeni Roma'nın Başpiskoposu ve Ekümenik Patrik” sıfatıyla katılmıştır.

Fener Kilisesi Başrahibi Bartholomeos 2 Eylül 2023 tarihinde Yunanistan’a gitti. Uçağı askeri havaalanına indi. Burada askeri törenle ve başını komutan Dr. Anthony J. Limberakis’in çektiği Archon heyetinin yanı sıra Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropoulou tarafından adeta bir devlet lideri gibi karşılandı.

Fener Kilisesi Başrahibi Bartholomeos'un "Ekümeniklik" iddiasıyla New York Başpiskoposluğuna atadığı "Türk vatandaşı" Elpidophoros Lambriniadis 10 Eylül 2023 tarihinde "Osmanlı’nın Son Döneminde 30 Yıllık Hıristiyan Soykırımı, 1894-1924” başlıklı seminer düzenlemiştir. Fener Rum Metropoliti’nin küresel bir rol üstlenerek dünyaya metropolit ya da elçi atama gibi bir yetkisi bulunmamaktadır.

İbadete Evet, Ekümeniklik ve Pontusculuk Ayinine Hayır

Kimsenin dini vecibelerini yerine getirmesine ya da kendi dininde bu ülkenin bir parçası olarak ibadetlerini yerine getirmesine karşı değiliz fakat bugün geldiğimiz noktada adamlar gözümüzün içine baka baka "Pontus" diyor, ayinlerinde "Pontus Bayramı" diyor, "Pontus’u anıyoruz, atalarımızı anıyoruz" diyor.

"Onlar için dua edelim" diyorlar. Biz ise "Turizm ve Kültür" diyoruz.

Allah bizi ıslah etsin!

Allah, Türk milletine Türklük şuurunu kaybettirmesin. Ya da bilmeyerek bize hizmet ettirmesin. Buradan tüm Türk milletini bu ayine karşı çıkmaya ve dur demeye çağırıyorum.

Geldiğimiz noktada bu pontusçuluk faaliyetleri öyle bir hal almıştır ki; Yunan ajanları Trabzon ve çevresinde cirit atmakta, Pontus propagandası yapmakta ve maalesef artık Türkiye’nin en milliyetçi şehri Trabzon’da halk kendi soyundan sopundan şüphe eder hale gelmiştir.

Zaten bu ayinin Trabzon’un Fatih Sultan Mehmet Han’ın Fethinin yıldönümüne getirilmesi başlı başına bir meydan okumayken bunun tarihinin değiştirilerek ayin yapılmaya devam edilmesi bu faaliyetlere yol vermek anlamına gelir.

Yunanistan'ın Pontus emellerine ve bu kara papazın halifelik emellerine, anayasanın ihlaline, laiklik ilkesinin ihlaline karşı çıkmaya tüm samimi Atatürkçüleri çağırıyorum.

Gardırop Atatürkçüleri değil, gerçek Atatürkçüleri! Atatürkçüyüm diyen tüm siyasi partileri de bu ayine karşı çıkmaya çağırıyorum.

Anayasamızı, Lozan'ı, Türk milletini ve Atatürk’ün emirlerini ezdirmeyin!"

 

Arzu Erdem Yeni Yüzyıl Düşünce Derneği Cihat Yaycı