Fındık Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Basın Toplantısı Düzenledi

Trabzon ili Fındık Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı ve yönetim kurulu,  fındık rekoltesi ve fiyatı ile ilgili Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde Basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen basın toplantısında fındıkla ilgili maliyetlere dikkat çekilerek alınması gereken önlemler sıralandı.

Trabzon ili Fındık Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı ve yönetim kurulu,  fındık rekoltesi ve fiyatı ile ilgili Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde Basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen basın toplantısında fındıkla ilgili maliyetlere dikkat çekilerek alınması gereken önlemler sıralandı.

Gelişmiş ve modern toplumlar kalkınma planlarını hazırlarken tüm sektörler için en az ileriye doğru uzanan yılları dikkate alarak 10 – 20 ve 50 yıllık gibi projeksiyonlar yaparak olası risklere karşı  güçlü bir öngörü ortaya koymak anlamında master planlar hazırlayıp; bu planlara bağlı olarak karlı  fikirler üreterek kalkınma projeleriyle örtüşen üretim hedefleri ortaya koyarlar. Bunu yaparken önce  Dünya geneli, sonra ülke durumu, daha sonra bölge özeli ve en son olarak ta yerel faktörler dikkate  alınır. Çünkü üretilen her ürün günümüzde yerel, bölgesel ve özel olmaktan çıkıp Dünya ürünü olma  hedefine doğru hızla gitmektedir. Eğer bu risk taşımayan bir gıda ürünü ise stratejik önemi daha da artmaktadır. 

Bu durum hem dünya ürünü olup, hem de stratejik konuma gelme teknolojik bilgi ile evrensel  ekonominin iletişim kurmasıyla yakından ilgilidir. İşte bu açıdan dünyada stratejik ürün üretip  pazarlamada rolcü olan devletler ve holdingler küreselleşme söylemleriyle üretim yerine tüketim  toplumu yaratma çabalarını hızlandırmışlardır. Bu bağlamda milli, stratejik ve bir dünya ürünü olan  fındığın başına gelenler de bundan başka bir şey değildir. Çünkü küresel rekabette ön plana çıkarak  vizyon oluşturma çabalarını sürdüren holdingler ünlü bilim adamlarını, etkin gazeteleri,  televizyonları, internet sistemlerini, ve benzeri iletişim olanaklarını, yetenekli gıda ajanlarını en güçlü  bir tarzda kullanarak hem toplumları ve hem de karar verici mekanizmaları kendi propaganda  mecralarına çekip; istedikleri kanun, tüzük ve yönetmelikleri çıkararak sömürü mekanizmalarını  devam ettirmektedirler. 

Türkiye, Dünyada üretilen fındığın % 75’ine sahip iken bu fındığı pazarlamada ciddi sıkıntılar  çekerken Amerika’nın; Brezilya’da Türkiye’deki fındık dikili (563000 hektar) alanın üç misli fındık  plantasyon alanları oluşturması, Almanya’nın tüm girdilerini karşılayarak komşumuz Gürcistan’da  fındık dikimini teşvik etmesi, İtalya, İspanya ve diğer ülkelerde fındık üretiminin artırılmasının  küreselleşmeye bağlı ve Türkiye’nin ürettiği fındığı pazarlayamamasından başka bir anlamının  olmadığı anlaşılmaktadır. Fındık Türkiye’de yaklaşık 8 (sekiz) ilde üretilmekte olup, dünyanın hiçbir  yerinde hiçbir ülkesinde ve hiçbir ürününde böyle dar bir alanda üretilip te dünya üretiminin % 75’ini  elinde bulunduran fındıktan başka bir ürün bulunmamaktadır. Kaldı ki bu ürün yılda yeni parayla  ülkemize 2 – 3 milyar dolar döviz kazandırmakta olup, ihraç edilen tarım ürünleri içerisinde en fazla  gelir getiren bir üründür. Hem ülkemiz ve hem de bölge ekonomisine sağladığı GSYİH bu miktardan  kat kat fazladır. Buna rağmen geçmişte ürün değişim projesiyle 100 bin hektar fındık dikili alanın  söktürülme girişimleri üretici tarafından hiç alaka görmediğinden dolayıdır ki hükümet üreticiyi  cezalandırma anlamında yılların sosyal oluşumu olan üretici örgütü FİSKOBİRLİK’i birliklerin kriz  dönemlerinde zarardan kurtarılmaları için oluşturulan birlik fonunda biriken paradan  yararlandırmayarak zayıflamasını ve daha sonra işlevsizleştirilerek üreticiyi TMO’ya mahkûm etmiştir. Üreticiye 2014 – 2023 yılları arasında dönüme 176,00 TL destek vererek konuşmalarını ve hükümete karşı olası kitlesel eylemlerin önünü de kapatmıştır. Bu şekilde iktidarın fındıkta taban fiyat  belirlememe inadıyla da üretici tamamen tüccarın inisiyatifine bırakılmıştır. Tüccar her zaman düşük  fiyattan fındık almak için rekoltenin yüksek olmadığı durumda bile yüksek tespit edilmesini  istemektedir. Bu yıl dahi fındık hasadına iki ay gibi bir zaman olmasına karşın, fındık rekoltesinin  yüksek gerçekleştiği söylemlendirilmektedir. Üretici ile tüccar arasında denge unsuru sağlanmadığı  sürece de üretici aleyhine ve emeğin incitici tarzda zayıflatılması kuvvetli olacağı görülmektedir. Daha açıkçası bir gerçeklik olarak sorulması gereken soru “FINDIK KİME KALACAK?” sorusu  olup, bununda cevabı tüccar şimdiden vermiştir. Bu durum üreticide sosyal bir kırılganlık oluşturarak  ilimizde göç travmasını tetiklerken Trabzon’daki sivil toplum örgütleri ve başta iktidar milletvekilleri olmak üzere, diğerlerinin seslerinin çıkmaması anlaşılabilir değildir. Bu durumun fakirleştikçe  küçülen ve ayrışarak sayıları artan üreticilerimiz tarafından değerlendirileceğini düşünüyoruz. Ayrıca  üreticilerimizin kendilerinden kesilen stopajlarla yapılan ulusal varlıkların satışının yoğunlaştığı  dönemde yükselen toplumsal tepkiye karşı eski Sayın Başbakan böbürlene böbürlene tepkisini ortaya  koyarken “ben ülkemi pazarlamakla mükellefim, pazarlamaya da devam edeceğim” diyerek gelişen  dirence meydan okuyordu. Şimdi sormak lazım, Sayın Başbakanım (Şimdiki Cumhurbaşkanım) kaç  yıl oldu “FINDIĞI” niçin pazarlamıyorsunuz? 
Türkiye fındığını sadece AB, EFTA (İsviçre - Norveç) ülkeleri ve diğer ülkeler olmak üzere  pazarlarken, pazar alanının sınırlı tutulması fiyatın yükselmesini önlemeye yönelik bir emperyalist  ihanettir. 

SONUÇ 

Avrupa ülkelerinde 2023 üretim yılında fındık genelde 9 Avrodan yani TL olarak 310,00 TL’den satılıp bunun yanında yaklaşık % 40 devletten destekleme alırken ülkemizde üreticinin  tepkisizliğinden yararlanarak tüccarın 2023 yılında açıklanan taban fiyatına göre uzun süre 65,00- 70,00 TL’den fındık alınması insani açıdan kabullenilebilir bir olgu değildir. 

Hazırlanan bu maliyet analizinde de arazi değeri de dikkate alındığında anlaşılacağı üzere  ülkemizde 2024 yılı girdi fiyatlarına göre bir kg fındığın maliyeti 165,00 TL olarak karşımıza  çıkmaktadır. Bu maliyete karşı üretici fındığını en az % 25 kar marjıyla 41,25 TL + 165,00 TL =  206,25 TL’den satması gerekir ki gelecek yıl da ülke ekonomisine katkı vermek için yeniden  üretebilsin. Bu şekilde durum gerçekleşmediği takdirde üretici evinden bahçesine fındık toplamaya  inerken cebinden fazladan para vermek durumunda kalacaktır. Onun içindir ki yıllardır fındık üreticisi  gelişmemiş ve geliştirilmemiştir. Onun için;

1. Fındık fiyatı rekolteye göre değil maliyet analizine göre belirlenmelidir;

2. Rekolte yüksek olduğu taktirde fiyat maliyet analizinin altına düşerse aradaki farkı Devlet  sübvanse etmeli; 
3. Devlet üreticinin örgütlenmesine yardımcı olarak iç ve dış alımcılar karşısında değer fiyattan  ürününü satmak için denge unsurunu kendisi oluşturmalı; 
4. Zorda kalan üretici örgütlendiği taktirde alivre satışla baş başa kalmaktan kendi kendini  koruyacak ve güçlü duruma gelmiş olacaktır; 
5. Zaman faydasından yararlanmak için devlet lisanslı depolama sistemine geçilmesini zorunlu  kılmalı; 
6. Tarım ve Ticaret Bakanlığı, fındığı pazarlamak için güçlü bir lobi faaliyetleri yürütmeli; 7. Organik fındık üretimi yaygınlaştırılmalı; 
8. Üretici fındığın yanında ürün çeşitliliğini ve gelirini artırmak için devlet destekli paralel tarımı geliştirmeli; 
9. Fındıkta iyi tarım uygulamalarına (kaliteli yani standardizasyonu yüksek fındık üretimi) geçişin  özendirilmesi; 
10. Örgütlenme konusunda devlet yayım hizmetleri ile eğitimi artırdığı taktirde örgütlenme bilinci  artarak aktif katılımın sağlanacağı; 
11. İhracatta sınırlı ülkelerle yetinmeyerek yeni yeni ülkelere açılım sağlanmalı; 12. Yaşlı fındık bahçelerinin gençleştirilmesi ve çeşit içi klon seleksiyonunu yapılmak için devlet  öncülük etmeli; 
13. En kısa sürede FİSKOBİLİK’in acilen rehabilite edilmesi, eğer bu sağlanamıyorsa benzer  yapıda bir örgütlenme hayata geçirilmelidir. Çünkü bu örgütlenmeyi yapacak kültür potansiyeli fındık üreticisinde mevcuttur. 
14. Hasat edilen fındığın kendi yerelinde işlenerek üreticinin gelirinin artırılması sağlanmalıdır.

Fındık Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Trabzon Trabzon Gazeteciler Cemiyeti fındık