Eğitim-Sen Trabzon Şubesi 24 Kasım Öğretmenler Günü Nedeniyle Basın Açıklaması Yaptı

Eğitim-sen Trabzon Şubesi 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Eğitim-Sen Trabzon Şube Başkanı Muhammet İkinci yaptığı basın açıklamasında "Eğitim sistemi özellikle AKP iktidarı döneminde tam da 12 Eylül darbecilerinin açtığı yoldan yürünerek laiklik, bilimsellik ve kamusallık ilkesinden uzaklaştırılarak dincileştirilip piyasalaştırıldı." ifadelerini kullandı.

Eğitim-sen Trabzon Şubesi 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı.

Eğitim-Sen Trabzon Şube Başkanı Muhammet İkinci yaptığı basın açıklamasında "Eğitim sistemi özellikle AKP iktidarı döneminde  tam da 12 Eylül darbecilerinin açtığı yoldan yürünerek laiklik, bilimsellik ve kamusallık ilkesinden uzaklaştırılarak dincileştirilip piyasalaştırıldı." ifadelerini kullandı.

Muhammet İkinci'nin açıklaları şu şekilde;

"24 Kasım, 12 Eylül darbeci ve mirasçılarının ülkemizi getirdiği karanlığın sembolü; laik, bilimsel, demokratik, kamusal eğitimi savunan bizler için ise;  eşit, özgür tam bağımsız, laik, demokratik bir ülke için mücadele kararlılığımızın bileğilendiği gündür.

24 Kasım, ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1928 yılında TBMM tarafından kendisine verilen Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanını kabul ettiği, tarihsel öneme sahip olan bir gün. Atatürk’e başöğretmen unvanını veren TBMM’ni lağvedip anayasayı kaldıran 12 Eylül darbecileri,  24 Kasım tarihini tarihsel bağlam ve önemini manipüle ederek öğretmenler günü ilan ettiler.

O darbeciler ki, öğretmenlerin örgütü TÖBDER’i kapatıp, binlerce öğretmen ve akademisyeni işinden, ekmeğinden, öğrencisinden koparmış, işkencelerden geçirmiş, cezaevlerinde çürütmüş, sürgünlere maruz bırakmışlardı.

24 Kasımlar o tarihten bu yana, iktidarların öğretmenlere methiyeler düzdüğü, eğitimin önemine vurgu yapıldığı, mesleğin kutsallığının dile getirildiği resmi kutlamalara sahne olmaya devam ediyor.

Gelin görün ki bu 44 yılda ve özellikle de AKP iktidarı döneminde eğitim sistemi, tam da 12 Eylül darbecilerinin açtığı yoldan yürünerek laiklik, bilimsellik ve kamusallık ilkesinden uzaklaştırılarak dincileştirilip piyasalaştırıldı.

24 Kasım 12 Eylül darbeci ve mirasçılarının ülkemizi getirdiği karanlığın sembolüdür. Laik, bilimsel, demokratik, kamusal eğitimi savunan bizler için ise eşit, özgür tam bağımsız, laik, demokratik bir ülke için mücadele kararlılığımızın bileğilendiği gündür.

Bir ihtisas mesleği olan öğretmenlik, büyük ölçüde itibarsızlaştırıldı, değersizleştirildi.

Öğretmenlik mesleği; ücretli, sözleşmeli, uzman, başöğretmen gibi kategorilere ayrılarak çalışma barışı zedelendi.

Ücretli öğretmen ile başöğretmen arasında yaklaşık 40 bin liralık ücret farkı yaratılarak eşitsizlik derinleştirildi. Eşit işe eşit ücret ilkesi yok sayıldı.

Öğretmenlerin ekonomik, özlük ve sosyal haklarında büyük kayıplar yaşandı.

Emeklilik adeta hayal haline getirildi. Açlık sınırına yakın emeklilik maaşları nedeniyle öğretmenler için yaş sınırına kadar çalışmak mecburi hale geldi.

Ataması yapılmadığı için işsiz 100 binlerce öğretmen hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Mülakat garabeti yüzünden öğretmenler bunalıma sürükleniyor.

Değerli Basın Mensupları,

Bugün eğitim sistemimizin acil bir şekilde adım atılmasını gerektiren sorunları bulunmaktadır.

Okullarımıza merkezi bütçeden yeterli miktarda kaynak aktarılmamakta; temizlik, kırtasiye vb giderlerin finansmanı bağış adı altında alınan kayıt parası, katılım payı gibi yöntemlerle velilerin sırtına yüklenmektedir.

Okullarımızda yardımcı hizmetler sınıfına mensup personel eksikliği had safhadadır. Okulların hijyen ve temizliği okul-aile birlikleri vasıtasıyla veya İŞKUR üzerinden görevlendirilen güvencesiz ve düşük ücretler ile  çalıştırılan personeller ile sağlanmaya çalışılmaktadır.

Birçok okulumuzda teknolojik alt yapı, laboratuvar, kütüphane, çok amaçlı olarak kullanılabilecek salon eksikliği bulunmaktadır.

Adrese dayalı kayıt sistemine rağmen okullar arasında yaratılan eşitsizlik nedeniyle okulların önü başka yerleşim bölgelerinden öğrenci taşıyan servisleler ile dolup taşmaktadır.

Memleketin içine sokulduğu derin yoksulluk nedeniyle öğrenciler yetersiz bir şekilde beslenmekte gelişim ve öğrenme yoksulluğu yaşamaktadır.

Yıllardır dile getirdiğimiz her öğrenci için bir öğün sıcak yemek talebi inatla karşılanmamaktadır.

Sayısı 500 bine ulaşmış ataması yapılmayan öğretmen gerçekliğimiz toplumsal bir yara haline gelmiştir.

Özel okul öğretmenlerinin özlük, ekonomik ve sosyal haklarında ağır problemler bulunmaktadır.

Eğitimde kadrolaşma amaçlı liyakatsiz yönetici atamaları olağan hale gelmiştir.

Köy okulları ısrarla kapalı tutulmakta, okullar arasındaki eşitsizlik nedeniyle öğrencilerin erişilebilir, nitelikli eğitim hakkı ihlal edilmektedir.

Tüm bu sıraladığımız konular eğitim alanındaki sorunlarımızdan yalnızca bir kısmını oluşturmaktadır.

Değerli Basın Mensupları,

Tüm bu sorunlara dair çözümler üretmesi beklenen MEB ise her boyutu ile eğitimi dincileştirerek piyasalaştırmaya dönük adımlar atmaya devam ediyor.

İktidara sesleniyoruz.

Öğretmenlerin kuru söze, boş iltifata ihtiyacı yok. Öğretmenlerin demokratik bir çalışma yaşamına, çalışırken ve emeklilikte insanca yaşayabilecek ücrete ihtiyacı var. Öğretmenlerin eğitim sistemimizin yapısal sorunları konusunda ortaya koyduğu eleştirilere karşın bakanlığın somut adımlar attığını görmeye ihtiyacı var.

Öğretmenlerin, okullarında ücretsiz bir öğün sıcak yemek sunulmuş, karnı tok, sırtı pek, gözleri gülen öğrencilere ihtiyacı var.

Tüm bu talep ve ihtiyaçları karşılamaktan uzak bir siyasi iktidarın öğretmenlik mesleğine ve meslektaşlarımıza yönelik güzellemeleri yalnızca samimiyetten uzak bir tutum olarak değerlendirilecektir.

Eğitim emekçilerine çağrımızdır.

Biz öğrencilerimize, velilerimize ve okullarımıza  sahip çıkarak, mesleğimizi en iyi şekilde icra ederek, laik, bilimsel ve kamusal eğitimi savunarak, her koşulda çocuklarımızın üstün yararını gözeterek, kendi örgücümüze yaslanıp örgütlenerek kendi saygınlığımızı ancak kendimiz tesis edebilir, hak ettiğimiz çalışma koşullarını kazanabiliriz.  Yaşadığımız tüm sorunların çözümü bizim elimizdedir. Bunu bir an olsun unutmayınız.

Yaşadığımız sorunların çözümü için tüm eğitim emekçilerini Eğitim Sen güneşi altında birleşerek mücadele etmeye, “ GEÇİNEMİYORUZ! YOKSULLUĞA KARŞI MÜCADELEDE BİRLEŞİYORUZ” şiarıyla 30 KASIMDA ANKARA’DA DÜZENLEDİĞİMİZ BÜTÇE MİTİNGİ’ne davet ediyor; “Öğretmen yalvarmaz, öğretmen el açmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen ders verir” diyerek; inadını, inancını, umudunu ve direncini koruyan tüm eğitim emekçilerini bir kez daha selamlıyoruz."

Muhammet İkinci Eğitim-Sen Öğretmenler Günü